Günümüz Fenomenleri ve Gençlik
- Furkan Gevrek
- 14 Tem 2019
- 3 dakikada okunur
Kâinat boşluk kabul etmez diye hepimizin bildiği ve ara sıra çeşitli vesilelerle dile getirdiği bir hakikat vardır. Bende şimdi bu hakikati kültürel mânâda ele alacağım. Çünkü bu alanda dolduramağımız boşluk git gide bir dehlize dönüştü ve içine düşen düşene...
Çok uzatmadan mevzuya giriş yapayım. Son yıllarda ülkemizde çıkan kitaplara dikkat ettiyseniz, önceki yıllara nazaran ciddi bir farklılık olduğunu görürsünüz. Özellikle roman türü adı altında piyasaya sürülen çoğu kitabın içeriği cinsel içerikten ve şiddetten besleniyor. Wattpad isimli sitenin kurulmasıyla beraber de liseli gençlerin bu mecrada kaleme aldığı hikâyeler kendileri gibi genç olan kimseler tarafından ilgi ve alâka görünce iş iyice çığrından çıktı. Zaten siteyi yönetenlerin gayesi gençleri cinselliğe daha fazla teslim edebilmek olacak ki sitede bulunan hazır kitap kapağı şablonları müstehcen görüntüler içeriyor.
Bütün bunların yanına şimdi birde Nilgün Bodur, Şeyma Subaşı ve Tuğçe Işınsu gibi fenomenler eklendi. Bu isimler kendilerini ve sürdürdükleri hayatları insanlara ideal bir hayat tarzı olarak sunuyorlar. Ve bunu yaparken de youtube adlı video kanalını, sosyal medya hesaplarını ve kitapları aracı olarak kullanıyorlar. İlginç ve üzücü olan durum şu ki bu isimler toplum tarafından ciddi bir karşılık buluyor. Hâlbuki bu insanların hayatlarına şöyle bir göz atsanız hiçbir güzellik göremezsiniz. Bırakın göz atmayı her anları gözler önünde olan ve insanların bir an olsun gözlerini ayırmadıkları bu insanlar nasıl olur da bu kadar alâka görebiliyor, gerçekten hayret verici bir durum.
Mesela Nilgün Bodur isimli yazarı internet üzerinden 5 dakika araştırsanız, ne üzerine yazıp çizmiş, neler hakkında konuşmuş diye bir baksanız insan ilişkileri üzerinde durduğunu görürsünüz. Daha da özele inecek olursanız kadın-erkek ilişkileri üzerine yoğunlaştığını görürsünüz.
Bu meseleler üzerine konuşan bir kişinin insani ilişkilerde ve kadın-erkek ilişkilerinde iyi bir durumda olması lazım ki diğer insanlara tavsiyeler verebilsin, değil mi? Mantıken böyle olmalı. Ama gelin görün ki daha evvel sevgilisinden ayrılmış ve tartışması televizyondaki magazin programlarına kadar sirayet etmiş bir kişinin insanlara bu alanda tavsiyeler verebildiğini görebiliyorsunuz. Ayrıca yazara gelen soruları incelesek toplumun ne kadar kötü bir durumda olduğunu da müşahede ederiz. Fakat meseleyi daha fazla dağıtmamak adına oraya girmiyorum.
Şimdilerde özellikle genç kızların gündemini meşgul eden isimlerden birisi de az önce ismini zikrettiğimiz Şeyma Subaşı. Kendisi Acun Ilıcalı'nın eski eşiydi. Boşandıktan sonra kendisi hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Ülkede adı bile anılmazken boşandıktan sonra nasıl olduysa bir anda gündemimize bu ismi soktular. Hâliyle kadında yakaladığı bu şöhreti devam ettirebilmek adına çabalayıp duruyor. Geçenlerde de kendi hayatını ve sevdiği şeyleri anlatan "Sadece Şeyma" isimli bir kitabı(!) çıktı. Benimde üzerinde duracağım kısım burası olacak.
Şeyma Subaşı bu kitabında genç kızlara "Nasıl Şeyma Subaşı Olunur?" bunu anlatmış. İçinde de yediği, içtiği, gezindiği, yaptığı, ettiği şeylerden bahsetmiş. Öncelikle sen kimsin ki kendi hayatını insanlara ideal bir hayat biçimi olarak sunabiliyorsun? Gazeteci Cüneyt Özdemir'in bu kitap hakkında çektiği videoda izlediğime göre kendisini zengin ve başarılı olarak görüyormuş. Bir defa sen neyi başardın? Biz insanların hayata geliş amacı zengin olmak mı? Hayır, her gün peynir, zeytin gibi kahvaltılık ürünlerle kahvaltı yapan insanlar neden her gün avokadolu kahvaltı yapan, hindistan cevizi sütü içen, somon, levrek yiyen bir insanı takip edebilir? Yoksa onlar da mı öyle olmak istiyor? Sosyal medya hesaplarında yatak odasına kadar her anı paylaşan, kendi vücudunu pazarlamaktan imtina etmeyen bir insan, insanlara neyi öğretebilir? Bir kadın kendini nasıl pazarlayabilir, bunu mu?
İlk baskısı 40 bin satan bir kitaptan bahsediyoruz. Ve ikinci baskısı çıkacak olan bir kitaptan. Instagram'da 3 milyon takipçisi olan bir kadından bahsediyoruz. Bu basite indirgenecek bir mevzu değil. Genç erkekler ve genç kızlar, birileri tarafından piyasaya sürülen kendi yaşıtlarındaki insanlara özendiriliyor. Bizlerin bunu önlemek adına çalışmalar yapması elzem. Gençlere rol model olacak isimleri piyasaya sürmeli, filmler, çizgi filmler üretmeli, kitaplar yayınlamalıyız. Yoksa bu tür isimler toplumu ve gençleri ifsad etmeye devam edecek.
Comments