Yeniden Başlamak
- Furkan Gevrek
- 30 Oca 2018
- 3 dakikada okunur
Yazımıza evvela besmeleyle başlamış olalım. Madem bir başlangıç yapıyoruz, en güzel başlangıç şüphesiz ki Allah’ın adıyla yapılan başlangıçtır. Geçen yüzyılın büyük alimlerinden Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur Külliyatı’na besmeleyle başlamış ve bunu şöyle izah etmiştir: “Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız.” Evet, bizlerde ilk yazımıza bu şekilde bismillah diyelim.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde faaliyet gösteren Fikir ve Hareket Kulübü’nün mecmuası olan elinizdeki “Sondaj” dergisi için değerli dava dostum Ufuk Keküllüoğlu sende yazar mısın dediğinde, belki bir nebze olsun katkımız olur düşüncesiyle teklifi kabul ettim. İlk yazının mevzusunu sorduğumda “başlangıç” olduğunu ifade etti kendileri. Daha evvelden “Millî Lisan” olarak adını verdiğimiz çalışmamız olmuştu. Tabi bende bu çalışma gereğince ilk önce “başlangıç” kelimesinin kökenine bir göz atayım dedim. Edindiğim bilgilere göre başlangıç kelimesi ilk olarak Ahmet Vefik Paşa’nın 1876 tarihinde yayınladığı Lügât-i Osmanî adlı eserinde geçiyormuş. Türkçe olan bu kelime başla(n) fiilinden -gıç yapım ekini alarak isim olmuş.

Bu kısa araştırmayı yaptıktan sonra bir de derginin ismi olan “Sondaj”a bakayım dedim. Hepimizin bildiği gibi sondalama mânâsına gelen sondaj kelimesi Fransızca’daki “sondage” kelimesinde dilimize geçmiş. Ayrıca TDK’nın sözlüğüne göre Türkçe’de “bir durum, bir düşünce ile ilgili olarak yapılan yoklama, araştırma” mânâsına da geliyormuş. Fransızca’ya Norsça (Vikingce) “sonde” kelimesinden geçen sondage kelimesinin bu dilde iki farklı mânâsı var. Birincisi, deniz derinliğini ölçmeye yarayan ip, ikincisi de, cerrahide sonda.
Bu uzunca girişi yaptıktan sonra meselemize başlangıç yapalım. Geçenlerde internette video izlerken bizim yaşlarımızda bulunan bir gencin videosuna denk geldim. Geçmişte yaptıklarından pişman olduğunu ve yaklaşık 5-6 ay evvel hayatına yeni bir başlangıç yaptığını ifade ediyordu bu genç. İlk başta bir mânâ veremedim ve başka videolara geçiş yaptım. Çünkü ‘madem bir pişmanlık yaşadın, niçin bunları insanlarla paylaşıyorsun’ dedim kendi kendime. Fakat daha sonra göz attığım videolarda o gencin geçmişe ait videolarını gördüm ve izlemeye başladım. Az önce izlediğim videoyu paylaşmasının sebebini de bu şekilde anlamış oldum. İsmini burada ifade etmeyeceğim bu genç yakın zamana kadar hayatını deli dolu yaşayan, tabiri caizse gününü gün eden, arkadaşlarını dolandıran, her gün farklı bir eğlencenin içerisinde ve aynı zamanda yüzbinlerce abonesi olan bir youtube fenomeni imiş. Ki hâlâ yüzbinlerce abonesi var. Allah hidayet nasip etmiş ve yaptıklarından pişman olmuş. Tabi zararı yalnızca kendisine olmadığı için vicdanı rahatlamamış. Bir şekilde o insanlara da ulaşıp, hakikatin ne olduğunu aktarmak istiyor. Allah kendisine yardım etsin. Açtığı zararın iki katı faydalı işler yapmayı o gence nasip eylesin inşaallah.
Evet, bu genç samimi bir tövbeyle Allah’a iltica etmiş. Bu meseleyle alâkalı olarak Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.” (Tahrim, 66/8, Ayet Meali) buyuruyor. Bu ayet-i kerimede belirtildiği üzere, Allah, samimi bir şekilde tövbe edenlerin günahlarını örteceğini söylüyor. Bizlerde tıpkı bu genç gibi hatalarımızdan, günahlarımızdan pişmanlık duyup, Allah’a tövbe etmeliyiz. Unutmayalım ki, hiçbir şey için geç kalmadık. Hâlâ nefes alıyorsak bir şansımız var demektir.

Başlangıç meselesine Asr-ı Saadet’ten bir misal vererek yazımızı nihayetlendirelim. Mekke’nin fethinden sonra Allah’a ve Resûlüne düşmanlık edenlerden bazıları Müslüman olmuştu. Bunlardan bir tanesi de Ebu Cehl’in oğlu İkrime’ydi. İkrime de tıpkı babası gibi insanları Allah yolundan döndürmek için malını ve canını ortaya koymuştu. Fetih’ten sonra Müslüman oldu ve Resûlullah’a (s.a.v.), insanları Allah yolundan çevirmek için sarfettiği malın iki mislini Allah yoluna sarfedeceğine ve Allah yolundan çevirmek için yaptığı savaşların iki mislini Allah yolunda yapacağına dair yemin etti. Yani yeni bir başlangıç yaptı hayatında. Dediği gibi de Allah yolunda mücadele etti. Ve Hz. Ebubekir’in hilafeti zamanında yapılan Yermük savaşında şehit oldu. Peygamberlerden sonraki en büyük makama erişti.
İşte başlangıç ve sonucu. Hayatımızda yaptığımız her iyi başlangıç aynı zamanda iyi bir sonucu da beraberinde getirecektir. İyi bir başlangıç yapanlardan olma dileğiyle…
Not: Bu yazı Sondaj Dergisinin Aralık sayısında yayınlanmıştır.
Comments